YAŞASIN 1 MAYIS!

Günlerin bu gün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.

Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,

Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde…

1 Mayıs Marşı

Sarper ÖZSAN

Dünyada pandemi ilan edilmesine neden olan Covid-19 salgını tüm ülkeleri kasıp kavuruyor, hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyonu, vaka sayısı 140 milyonu geçmiş bulunuyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun verilerine göre; dünya genelinde ülkelerin %85’inde grev hakkına, %80’inde toplu sözleşmelere yönelik gerçekleşen baskı ve saldırılar sendikalaşmanın, örgütlenmenin önünde en büyük engel olarak duruyor. Düşünce ve toplanma hakkı engellenerek emekçiler susturulmak isteniyor. Görüldüğü gibi kapitalist barbarlık dünya genelinde emekçilerin haklarına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor.

Gözü yeşil dolardan başka bir şey görmeyen kapitalist sistemin sömürgenleri; altın madenleri, termik santraller, ormanların yok edilmesi, tarım arazilerinin imara açılması ile ekolojik tahribat yaratarak havamızı, suyumuzu ve toprağımızı kirletiyorlar. Savaşlar çıkartarak ölüm saçan silahlarını satıp insan kanı üzerinden zenginliklerine zenginlik katıyorlar.

Bu azgın saldırıları durduracak tek güç emekçilerinin birleşik mücadelesidir. Çocuklarımıza onurlu bir gelecek ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için mücadelemizi yükseltelim.

DEĞERLİ BELEDİYE EMEKÇİLERİ

AKP Hükümeti; Ülkemizde 1 yılı aşkın etkisini sürdüren salgına karşı etkin koruyucu ve önleyici tedbirler almamıştır. Her gün ortalama üç yüzün üstünde (resmi rakamlara göre) insanımız hayatını kaybetmekte, binlerce insanımız hastalanmaktadır.

AKP Hükümeti; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ülkedeki salgın hastalıklarla mücadele için kurulan, Tifo, Boğmaca, Kuduz, Çiçek gibi birçok hastalığa karşı aşı ve serum üretip halkın sağlığını koruyan HIFZISIHHA ENSTİTÜSÜ’nü sağlık sisteminin özelleştirilmesi kapsamında 2011 yılında kapatması nedeniyle yerli aşı üretememiş, umudunu Çin, Amerika ve Avrupa ülkelerinin ürettiği aşıya bağlamış ancak yeterli aşı tedarik etme konusunda başarısız olmuş ve binlerce insanımız hayatını kaybetmiştir.

AKP Hükümeti; büyük bir kısmı emekçilerin vergileri ile oluşan bütçeden salgın hastalıkla mücadele paketinden aslan payını emekçilere değil patronlara ayırarak sermayenin hükümeti olduğunu tescillemiştir. Salgın hastalıkla beraber uzun yıllar etkisinde olduğumuz ekonomik kriz nedeni ile birçok emekçi işinden, aşından edilmiştir. Pandemi nedeniyle işten çıkarmanın yasak olduğu 2020 yılında 176 bin 662 işçi ‘’Kod-29’’(yüz kızartıcı nedenler) maddesi kullanılarak işten atılmış dava açan işçilerin birçoğu davayı kazanmış ancak uzun süren yargı süresi boyunca iş bulamamış açlığa mahkum edilmiş, iktidar bu duruma seyirci kalmıştır.

Fabrikaların geceli gündüzlü çalıştırıldığı; toplu taşım araçlarının, yemekhanelerin, alışveriş merkezlerinin, lüks otellerin LEBALEP dolu olduğu ülkemizde, AKP Hükümeti emekçilere maske, mesafe, temizlik hikayesi anlatmaktan başka bir önlem almıyor, her gün binlerce emekçi hastalanıyor, yüzlerce emekçi hayatını kaybediyor.

AKP Hükümeti; Kendi siyasi geleceği uğruna, bir takım tarikatlarla kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklar sonucunda İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ni yasal olmayan bir şekilde kaldırarak kadın düşmanı tavrını bir kez daha ortaya koymuştur. İktidar, her gün en az bir kadının öldürüldüğü ülkemizde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasasını erkek egemen bir anlayışla, hafifletici sebepler uydurularak uyguladığı için koruyucu, önleyici ve caydırıcı olmaktan çıkartmıştır. Oysa ki kadınlar ve tüm ezilen kesimler 6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesinin hukuk normları içinde uygulandığında kadınların yaşamındaki önemini çok iyi biliyorlar ve asla ne haklarından ne de İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİNDEN VAZGEÇMEYECEKLER!

AKP Hükümeti; seçim ile alamadığı belediyelere, haksız hukuksuz, adaletsiz yöntemlerle KAYYUM atayıp kendi idaresine almaktadır. Bu durum toplumsal barışın bozulmasına, demokrasiye, insan haklarına, hukuka olan güvenin yerle yeksan olmasına neden olmaktadır.

AKP Hükümeti; yapılan haksızlık ve hukuksuzluklara karşı sesini yükselten, eleştiren, karşı gelen veya yapılanları onaylamayan her kesimi şeytanlaştırarak vatan haini, terörist ilan edip kolluk gücü ve adli makamlar eliyle korkutarak susturmaya çalışıyor.

Buradan ilan ediyoruz ki; demokrasiyi, insan haklarını, barışı, işimizi, ekmeğimizi ve özgürlükleri savunmaktan asla geri durmayacağız.

DEĞERLİ BELEDİYE EMEKÇİLERİ

Belediye Emekçileri 1 yılı aşkın süredir İzmir’de yaşanan pandemi, deprem, yangın ve sel gibi afetlerin yarattığı sorunlarla baş etmeye çalışıyor. İşçisiyle, memuruyla canla başla çalışarak İzmir Halkının yaralarını sarmasına, günlük yaşamın kesintiye uğramadan doğumdan ölüme bütün hizmetlerin yerine getirilmesi için çalışmaktadır.

Pandemi sürecinde emekçilerin korunmasına yönelik dönüşümlü ve uzaktan çalışma sistemleri genelgeler ile duyurulmasına rağmen Büyükşehir, ESHOT ve İZSU’da birçok birimde birim amirleri tarafından uygulanmamış, bazı birimlerimiz vakaların artması nedeniyle 10-15 gün komple kapatılmak durumunda kalınmıştır. Bu süreçte idareciler, çalışanların dönüşümlü sistem ile çalışma talebini işe gelmemenin bahanesi olarak görmüştür. Dönüşümlü çalışmanın etkin şekilde uygulanmaması, gerekli koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmaması nedeniyle yüzlerce Belediye Emekçisi Covid-19 hastalığına yakalanmıştır. Belediye Emekçilerinin sağlığı korunmadan Belediye hizmetlerinin yapılamayacağının bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyoruz.

Büyükşehir Belediyesi Emekçileri olarak ekonomik ve demokratik taleplerimiz şunlardır;

  • İşveren ve Sendikamızın heyeti arasında sürmekte olan toplu sözleşme görüşmelerinin, ülkede yaşanan hayat pahalılığı, %40’ın üstünde seyreden reel enflasyon oranları ile açlık sınırının 2 bin 719 TL’ye, yoksulluk sınırının 8 bin 856 TL’ye ulaştığı göz önünde bulundurularak insanca yaşanabilecek bir ücret artışının sağlanması,
  • İtfaiye ve Zabıta Emekçilerinin maktu mesai ücretleri, Eşrefpaşa Hastanesi Emekçilerinin nöbet ücretleri, teknik personelin arazi tazminatları bazen bir ay bazen iki ay gecikmeli ödenebilmektedir. Emekçilerin maktu mesaileri, nöbet ücretleri ve arazi tazminatları hak ettikleri ayın 15’inde maaşları ile birlikte ödenmesi,
  • Huzurevi Emekçileri pandemi sürecinde 10 veya 15 günlük nöbetler halinde hiç evlerine gitmeden özveri ile çalışmış, birçok emekçi Covid-19 hastalığına yakalanmış olmalarına rağmen çalıştıkları fazla mesai ücretleri Belediye Yönetimi tarafından verilmemektedir. Emekçilerin hak ettiği fazla çalışma ücretlerinin hemen ödenmesi,
  • Covid-19 salgının pik yaptığı bir dönemde emekçilerin hastalıktan korunması için dönüşümlü ve uzaktan çalışma sisteminin Büyükşehir, ESHOT ve İZSU’nun tüm birimlerinde etkin şekilde uygulanması,
  • Depremde Belediye binasının hasar görmesi nedeniyle birçok birim fuar alanı olarak tasarlanmış fiziki ve mimarı özelliklerinin büro hizmetlerinin yürütülmesine uygun olmayan, Kültürpark içinde bulunan Hollere taşınmıştır. Çalışan yoğunluğunun makul sınırların çok üstünde olmasından dolayı birçok Belediye Emekçisi Covid-19 hastalığına yakalanmıştır. Bu durumu önlemek için birimlerde 4 metrekareye 1 çalışan düşecek şekilde planlama yapılmalı ve çalışanlar arası sosyal mesafe en az 1.5 metre olmalı ve bölmeler ile ayrılmalı,
  • Belediye emekçilerinin çalıştığı binaların fiziki koşullarının iyileştirilmesi, havalandırma sistemlerinin insan sağlığına uygun hale getirilmesi,
  • Salgının yayılmasını önlemek için çalışanlara rutin olarak test yapılması,
  • Binlerce emekçinin çalıştığı Büyükşehir Belediyesi’nde çalışanların çocuklarını gönül rahatlığı ile bırakacağı kurum kreşleri açılması, 
  • Büyükşehir Belediyesi’ne ait otoparkların ücretsiz olarak Belediye Emekçilerinin hizmetine açılması, 
  • Başta itfaiye araçları olmak üzere tüm birimlerin araçlarına kasko yaptırılması,
  • Liyakat sisteminin, Belediye Yönetiminin her kademesinde uygulanması için Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarının açılması, 

Belediye emekçileri olarak sıraladığımız taleplerin mücadelesini dün olduğu gibi bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Dünyada, ülkemizde ve iş kolumuzda yaşanan ekonomik, demokratik sorunların hak, hukuk, adalet, eşitlik ve özgürlükler temelinde çözülmesi için taleplerimizi emekçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, iş yerlerimizde, alanlarda emekçilerle buluşarak hep birlikte yükselteceğiz. 

İNSANCA BİR YAŞAM, DEMOKRATİK BİR ÜLKE UMUDUMUZU OMUZ OMUZA YÜKSELTMEK İÇİN;

YAŞASIN 1 MAYIS

TÜM BEL – SEN İZMİR 1 NOLU ŞUBE