Taleplerimize ilişkin bir imza kampanyası başlatılmıştır. Konuya ilişkin metin aşağıda yer almakta olup, başta üyelerimiz olmak üzere bütün emekçilerin kampanyaya destek vermeye çağırıyoruz.
İmza için:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan kamu emekçileri, en temel hakları olan yemek, ulaşım ve kreş hakkını istiyor…
Görmezden gelinmeye, taleplerine duyarsız kalınmasına, işyerlerinde mobbinge, amir baskısına, iş güvenliğinin dikkate alınmamasına karşı insan onuruna uygun çalışma koşulları istiyor…
Üç yıldır herhangi bir iyileştirme almayan emekçiler hayat pahalılığına karşı makul bir iyileştirme istiyor…
Sürekli Gezi’yi anan işverene Gezi’den öğrendikleri ile yanıt veriyor… İşyerinde forumlar düzenliyor, emek ve dayanışma sofraları kuruyor, ulaşım hakkı için sivil itaatsizlik eylemi yapıyor, sosyal medyayı kullanıyor, iş bırakma eylemi yapıyor…
Maalesef aldıkları yanıt Gezi’ye verilenden farksız…İşveren “daha iyisini veren varsa oraya gitsinler” diyerek emekçilere “ya sev ya terket” ikilemini dayatıyor…
Emek dostu belediyecilik iddiası taşıyanlar, sermaye temsilcilerinin ellerini kollarını sallayarak girdiği kapıları, emekçilere ve onların temsilcisi olan sendikalarına kapatıyor. Emekçilerin iş bırakma eylemi yapma hakkı gasp ediliyor, talepleri için sendikal çalışma yapma hakları zor kullanılarak engelleniyor…
Kamu emekçilerinin taleplerine duyarsız kalanlara karşı dayanışmanın gücüne inanan bizler, Belediye emekçilerinin haklı taleplerine sahip çıkıyoruz.
Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminden, Belediyede çalışan kamu emekçisi memurların başta yemek, ulaşım ve kreş olmak üzere tüm taleplerini karşılamasını ve sendikal mücadeleye yönelik sergilediği emek karşıtı tutumdan derhal vazgeçmesini talep ediyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan kamu emekçileri, en temel hakları olan yemek, ulaşım ve kreş hakkını istiyor…
Görmezden gelinmeye, taleplerine duyarsız kalınmasına, işyerlerinde mobbinge, amir baskısına, iş güvenliğinin dikkate alınmamasına karşı insan onuruna uygun çalışma koşulları istiyor…
Üç yıldır herhangi bir iyileştirme almayan emekçiler hayat pahalılığına karşı makul bir iyileştirme istiyor…
Sürekli Gezi’yi anan işverene Gezi’den öğrendikleri ile yanıt veriyor… İşyerinde forumlar düzenliyor, emek ve dayanışma sofraları kuruyor, ulaşım hakkı için sivil itaatsizlik eylemi yapıyor, sosyal medyayı kullanıyor, iş bırakma eylemi yapıyor…
Maalesef aldıkları yanıt Gezi’ye verilenden farksız…İşveren “daha iyisini veren varsa oraya gitsinler” diyerek emekçilere “ya sev ya terket” ikilemini dayatıyor…
Emek dostu belediyecilik iddiası taşıyanlar, sermaye temsilcilerinin ellerini kollarını sallayarak girdiği kapıları, emekçilere ve onların temsilcisi olan sendikalarına kapatıyor. Emekçilerin iş bırakma eylemi yapma hakkı gasp ediliyor, talepleri için sendikal çalışma yapma hakları zor kullanılarak engelleniyor…
Kamu emekçilerinin taleplerine duyarsız kalanlara karşı dayanışmanın gücüne inanan bizler, Belediye emekçilerinin haklı taleplerine sahip çıkıyoruz.
Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminden, Belediyede çalışan kamu emekçisi memurların başta yemek, ulaşım ve kreş olmak üzere tüm taleplerini karşılamasını ve sendikal mücadeleye yönelik sergilediği emek karşıtı tutumdan derhal vazgeçmesini talep ediyoruz.”