DAYANIŞMA AİDATI KONUSUNDA BİLGİLENDİRME

Değerli Emekçiler,

Dünyayı ve Ülkemizi etkisi altına alan ve hızla yayılan Koronavirüs hastalığı (COVID-19) sebebiyle işyerlerimizde buluşamadığımız günlerden geçmekteyiz. Yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz üç kişinin bir araya gelemediği koşullarda 2020 yılı Toplu İş Sözleşmemizi mücadele tarihinde bir ilke imza atarak canli yayın aracılığıyla da olsa imzaladık.

İşyerlerimizden, emekçilerin talep ve önerileriyle oluşturduğumuz Toplu İş Sözleşmemizin kabul sürecini de yine işyeri temsilcileri ve delegelerimiz aracılığıyla emekçilere ulaştırdık. Ve %85’in üzerinde “Evet” iradesi ile oluşturduğumuz Toplu İş Sözleşme masasına emekçilerden aldığımız söz, yetki ve kararla oturup, bu başarıya birlikte imza attık.

Sendikamız, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile 2 yıldır imzaladığı Toplu İş Sözleşmelerini emekçilerin iradesiyle; ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik haklarımıza ilişkin kazanımlar ile noktalamıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçileri yıllardır hakları olan sözleşme masasını kurmanın gururunu yaşamaktadır. Kapalı kapılar ardında imzalanan ve sıfır kazanımlı Toplu İş Sözleşmeleri dönemine son vermiş ve kendilerini özne olarak görebildikleri bir sendikal anlayışı benimsemişlerdir. Sendikamız, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarihinde emekçiler adına tarihi başarılara imza atarak, Memur-Sen ile hükümet arasında imzalanan sözleşmelerle AKP iktidarının giderek daha fazla yoksullaştırdığı belediye emekçilerine önemli bir katkı sunmuştur.

Toplu sözleşmemizin maddelerinden biri dayanışma aidatı hususundadır. Dayanışma aidatı toplu sözleşmeden yararlanmak için toplu sözleşme yapan sendikaya o sendikanın üyesi olmayanların ödedikleri aidattır. Dayanışma aidatı kimilerince hukuksuz bir uygulama ve sömürü olmakla eleştirilmektedir. Esasen dayanışma aidatı hususu, Toplu İş Sözleşmesinden kimlerin ne şekilde yararlanacağı sorusu ile doğrudan bağlantılıdır. 4688 Sayılı Yasa’da Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden kimlerin nasıl yararlanacaklarına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak 4688 Sayılı Kanun’un atıf yaptığı kanunlara bakıldığında toplu sözleşme imzalayan sendikaya üye olmayanların toplu sözleşmeden yararlanmaları dayanışma aidatı ödemelerine bağlanmış, dayanışma aidatı sendika gelirleri arasında sayılmıştır. Keza 4688 Sayılı Kanun’da da dayanışma aidatı alınmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi bir kararında dayanışma aidatının sözleşme özgürlüğü kapsamında olduğunu değerlendirmiş ve sendikaya üye olmama özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale olmama ve bu bağlamda demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama hususlarını değerlendirme kriteri olarak ele almıştır. Yani bu noktada esas olan hakkaniyete uygunluk ve ölçülülüktür.

Toplu İş Sözleşmeleri yoğun bir çaba, emek ve mücadelelerin sonucudur. Bu hem tarihsel olarak böyledir hem de güncel olarak yapılan her bir toplu sözleşme için geçerlidir. Örgütlü faaliyetin ve doğrudan bu örgütlülüğün kendisinin bir sonucudur. Dolayısıyla toplu sözleşme imzalayan sendikanın her bir üyesinin, aktivistinin bir bütün olarak oluşturduğu gücün toplu sözleşme masasındaki karşılığıdır. Bu yönüyle bunun bir parçası olanla olmayan arasında bu örgütlülüğün güçlendirilmesi açısından hakkaniyete uygun bir fark olması doğaldır. Bizim farklı şehirlerde karşı çıktığımız husus; bunun fahiş, orantısız ve ölçüsüz bir şekilde yapılmasıdır. Son toplu sözleşmemiz de bu hususlar dikkate alınarak ölçülülük esasına göre imzalanmıştır.

Bizler kimseyi dayanışma aidatı ile korkutup üye yapma telaşı içerisinde değiliz. Örgütlülüğümüzü böylesi hesaplar üzerinden geliştirmeyi de zul sayarız. Buna karşın, on binlerce emekçinin işinden aşından edildiği OHAL ve KHK’lar sürecinde, Sendikamızın daha güçlü bir dayanışma örmek adına yaptığı üyelik aidatı artışını herkese mesajlar atarak işyerlerinde gündem edenleri, buradan üye devşirme telaşı içinde olanları kendileri unutmuş olabilir ama biz çok iyi hatırlıyoruz. O süreçte kafalarını kuma gömüp üç maymunu oynayarak ellerinde bordrolarla üye çalışması yapanların bugün haktan, hukuktan, adaletten dem vurmalarına da artık şaşırmıyoruz.

Bizler dün işinden edilen arkadaşlarımız için adaletsizliğe karşı yürüttüğümüz mücadelede nasıl bir dayanışma ördüysek bugün de içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte “Dayanışma Yaşatır” sloganıyla yaşamın ve mücadelenin içinde olmaya devam edeceğiz. Sağlıklı günlerde bir arada olma umuduyla herkesi bunun bir parçası olmaya davet ediyoruz.

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın Tüm Bel-Sen!

TÜM BEL SEN İZMİR 1 NOLU ŞUBE YÜRÜTME KURULU