TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZA İDARİ MÜDAHALEYİ KABUL ETMİYORUZ!

03.10.2025 tarihli İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yayımladığı, “Toplu Sözleşme ile Belirlenen Sosyal Denge Tazminatı Tavan Tutarının Aşılması ve Sosyal Haklara İlişkin Düzenlemelerin Kamu Zararı Oluşturacağı” yönündeki yazı, son günlerde çeşitli belediyelere gönderilmiştir.

Ancak açıkça ifade ediyoruz ki, bu yazı hukuki bağlayıcılığı olmayan, genel nitelikli bir uyarı yazısıdır. Bu tür idari yazılar bağlayıcı bir norm değil, yalnızca “görüş” veya “hatırlatma” niteliği taşır. Belediyeler, bu tür yazılara dayanarak sendikal hakları sınırlandırmaya çalışmamalıdır.

 

TİS HAKKI ANAYASAL VE ULUSLARARASI BİR HAKTIR

Anayasa’nın 90.maddesi çok açıktır:
“Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler, kanunların üstündedir.”

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler:
*ILO 87 (Sendikal Özgürlük)
*ILO 98 (Toplu Pazarlık Hakkı)
*ILO 151 (Kamu Görevlileri İçin Toplu Görüşme Hakkı)
Bu sözleşmeler, kamu emekçilerinin toplu pazarlık hakkını açıkça güvence altına alır.

Dolayısıyla merkezi idarenin, valilik eliyle TİS masasına yön vermeye çalışması; hem Anayasa’nın 90.maddesine, hem de uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Toplu sözleşme masası sendika ile belediye arasındadır; valiyle, müfettişle veya genel merkez yazısıyla değil, emekçinin iradesiyle şekillenir.

 

TÜM BEL-SEN OLARAK DİYORUZ Kİ:

Bizler emeğin tarafıyız. Haklarımızı merkezi idarenin onayından değil, hukuktan ve örgütlü mücadelemizden alıyoruz. Bu nedenle, toplu sözleşme hakkımıza yönelik her türlü idari müdahaleyi reddediyoruz.

 

ÇAĞRIMIZDIR:

Kendisini emekten, emekçiden yana gören; programında emeğin hakkını savunduğunu söyleyen partilerin belediye başkanlarını ve belediye bürokratlarını da, AKP’nin emek düşmanı politikalarının değil; uluslararası hukukun, emeğin ve toplu sözleşme masasının yanında durmaya çağırıyoruz.

 

TÜM BEL-SEN olarak, her belediyede, her masada, her meydanda emeğin hakkını savunmaya devam edeceğiz.