TOPLU SÖZLEŞME KAZANIMLARIMIZIN GASP EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ !!!
İzmir Büyükşehir Belediye yönetimi Kurban Bayramından önce belediye emekçilerinin yıllardır bedeller ödeyerek, mücadele ederek elde ettiği toplu sözleşme kazanımlarını hukuksuz bir şekilde gasp ederek iş barışını tek taraflı olarak bozmuştur. Seçimlerden önce memurlara, ‘’mevcut durumdan daha ileri sözleşmeler imzalayacağız’’ sözünü unutan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, memurunun sosyal denge tazminatının yarısına el koyarak, Ramazan Bayramı, 1 Mayıs ve Kurban Bayramı ikramiyelerini ödemeyerek, bayramı belediye emekçilerine zehir etmiştir.
Son yapılan yerel seçimlerde haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden bahsederek ve insanca yaşanacak bir ülke için politikalar geliştireceğini söyleyerek halktan oy isteyen CHP’li belediye başkanları belediyelerin %65 ini kazanmış ve partilerinin ilk seçimlerde iktidar olacağını beyan etmişlerdir.
İzmir Büyükşehir ve 30 ilçe belediyesini kazanan CHP’li belediye başkanlarının ilk icraatları emekçilerin kazanılmış haklarına el koymak olmuştur. Seçim süresince dillerinden düşürmedikleri demokrasi ve özgürlük kavramlarını yeni bir seçime kadar bir kenara attıkları görülmektedir. Sendikal hakkını, anayasa hakkını ve demokratik haklarını kullanarak bu hukuksuzluğa tepki gösteren belediye emekçilerine soruşturma baskısı yapılarak en temel haklarımızın kullanılması engellenmek isteniyor. Hukuki bir belge olan toplu sözleşme metninin 6. ve 8. maddelerinde yeni toplu sözleşme imzalanana kadar mevcut ödemelerin devam edeceği belirtilmesine ve Büyükşehir Belediyesinde örgütlü tüm sendikaların itirazına rağmen sosyal denge tazminatının yarısına hukuksuzca el konulmuştur. Tepkilerini dile getiren belediye emekçilerinin karşısına güvenlik güçleri çağrılarak biber gazı sıktırılmıştır.
CHP İzmir İl Başkanlığı ile sendikalar arasında yapılan görüşmede, konuyla ilgili CHP Genel Merkezi tarafından çalışma yapıldığı bildirilmiştir. İzmir’de yaşanan hukuksuzluk CHP Genel Merkezinin bilgisi ve onayı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumumun siyasal sorumluluğu ve doğuracağı sonuçlar CHP’nin hanesine emekçiler tarafından not edilecektir.
Belediye başkanlarına, CHP İzmir İl yöneticilerine, Meclis Başkan Vekiline, Başkan Vekiline, Başkan Danışmanlarına ve belediye bürokratlarına konuyu tüm boyutları ile anlattık. Yapılan Toplu Sözleşmelerin hukuki temelini, Uluslar arası İLO 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmeleri, Avrupa Konseyinin Avrupa Sosyal Şart ve Avrupa Birliğinin Temel Haklar Şartı ile İLO Uzmanlar Komisyonu ve Sosyal Haklar Avrupa Komitesinin Kararları oluşturduğunu ve bu sözleşmeler ile ilgili geniş bir dosya sunduk.
Anayasanın 90/5. maddesine göre; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır denilmiştir.
Yukarıda belirtilen ve onaylanan 98 sayılı ILO sözleşmesi iç hukukumuzla bütünleşerek bağlayıcılık kazanmıştır, dolayısıyla kamu emekçilerinin toplu sözleşme yapma hakları vardır ve bunda da ücret konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Anayasa’nın 90. maddesi mevcut iken kanunla getirilmiş bir sınırın, uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı şekilde yorumlanamayacağı, kanun hükmünün uluslararası sözleşme hükmüne üstün tutulamayacağı açıktır. AİHM, sosyal denge tazminatı sözleşmelerini, Toplu Sözleşme olarak değerlendirmektedir. Şu durumda buna aykırı kanun hükümlerinin, uluslararası sözleşme hükümlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir. MEVZUATIN BUNA UYGUN HALE GETİRİLMEMİŞ OLMASININ SORUMLULUĞU DA KAMU İDARECİLERİNDE VE YASA KOYUCULARDADIR. BUNUN SAĞLANMAMIŞ OLMASI, ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERİ GEÇERSİZ HALE GETİRMEYECEKTİR. İÇ HUKUK DÜZENLEMESİ İLE ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMENİN ÇELİŞTİĞİ HER DURUMDA ULUSLARASI SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI, ANAYASA MD. 90/5 GEREĞİNCE TÜM KURUMLAR İÇİN BİR ZORUNLULUKTUR. TÜM KİŞİ VE KURUMLAR, ANAYASAL DÜZENLEMELERE UYMAKLA YÜKÜMLÜDÜR. AİHM kararları, yine Anayasa’nın 90. maddesi hükmüne göre uygulanması zorunlu olan kararlardandır.
Kamu çalışanlarının sendikal mücadelesinde elini taşın altına koyarak haklar ve özgürlüklerden yana tavır gösteren CHP’li belediye başkanları ve siyasetçilerin katkıları ile kazanılan haklar, maalesef AKP’nin toplu sözleşme hakkına müdahale ederek koyduğu sınırlar, kısıtlamalar ve yasakların arkasına saklanan yine CHP’li belediye başkanları tarafından, kazanılmış hakların gasp edilmesi yaman bir çelişkidir.
Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, emekçilerin ekmeğinden elinizi çekin, gasp ettiğiniz sosyal denge hakkımızı ve ödemediğiniz ikramiyelerimizi derhal ödeyin ve toplu sözleşme masasını hemen kurun. Belediyelerde örgütlü tüm sendikalar gasp ettiğiniz haklarımız ödenene ve toplu sözleşme masası kurulana kadar mücadeleyi sürdürmekte kararlıdır.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ