Evrensel: İzmir Büyükşehir Belediyesinde kreş için kollar sıvandı

İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan emekçiler, imzaladıkları TİS’in takipçisi olduklarını söylüyor.

Eda AKTAŞ
Dilek OMAKLILAR
İzmir

İzmir Büyükşehir Belediyesinde (İBB) çalışan emekçiler, Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan toplusözleşmede ”Personelin 0-6 yaş arası çocuklarının faydalanacağı kreş sayısının artırılması için İBB idaresi, İZELMAN ve sendikamızca ortak çalışma yürütülecek” maddesini hayata geçirmek için kolları sıvadı. İBB’de bu konuda bir komisyon çalışması başlattıklarını ifade eden emekçiler, Hükümete de kreş sayısının artırılması yönünde çağrıda bulunuyor.

Mevcut durumda belediyenin şirketi olan İZELMAN’da işlevsel bir kreş uygulaması olduğunu dile getiren Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Buse Engin, çalışan sayısına göre kreş sayısının az olduğunu söyledi. CHP’nin yerel seçim kampanyasında her mahalleye kreş sözünün olduğunu hatırlatan Engin, “Mevcut belediye imkanları, yerel imkanlar ile kurulabilecek kreşlerin takipçisi olacağız. Kreş talebi bizim konfederasyonumuzun da çok önemsediği bir talep. Yaptığımız toplu iş sözleşmesinde de geçmesine vesile olduk. Bu konuda da bir komisyon çalışması başlattık” dedi.

‘BEBEK BAKIM ODALARI DA TALEBİMİZ’

Kreş meselesine ilişkin hem üyelerini hem de belediye çalışanlarını bilgilendirmeye devam edeceklerini söyleyen Engin, “Şu an kreş uygulamasından belediyede çalışan tüm personel yararlanıyor. 28 bin çalışanın yer aldığı belediyede İZELMAN’ın sadece 7 tane kreşi bulunuyor. Bu da yeterli bir sayı değil. Kreş meselesinin yanı sıra belediye birimlerine bebek bakım odalarının açılmasını da talep ediyoruz. Kadın komisyonu olarak 6 aylık bir çalışma ile İBB’nin ana binasında bebek bakım odası açılmasına vesile olduk” diye konuştu.

SADECE İŞYERİ DEĞİL MAHALLELERDE DE KREŞ

Kreş taleplerinin sadece işyerleri için değil mahalleler için de olduğunu ifade eden Engin, “Ekonomik krizin ciddi anlamda insanların bütçesini sarstığı bir dönemdeyiz. Artık tek kişinin maaşıyla geçinmek mümkün değil. Hükümetin kadınlara evde çocuk, yaşlı ve hasta bakımı üstlenmesine yönelik bir yaptırımı var. Açılacak kreşler ile çocuğun bakımı anne üzerine kalmadığı için o kişinin iş gücüne katılımı da sağlanmış olacak ve aile bütçesine katkı sağlayacak. Kamu kreşleri hem maddi açıdan aileye katkı sağlayacak hem de kadınları özgürleştirecek” dedi.

Engin ayrıca zaman zaman basına yansıyan haberlerin de cinsiyet eşitliğine aykırı ve bilimsellikten çok uzakta eğitim programlarıyla çocuklara niteliksiz bir eğitim verildiğine de dikkat çekti: “Henüz oyun çağında olan, somut ve soyut düşünce yetileri gelişmemiş ana sınıfı öğrencilerine dini temelli eğitim verilmesi, 4-6 yaş grubundaki bu çocukların zihinsel gelişim özellikleri dikkate alındığında son derece sakıncalı bir durumdur. Bu yüzden kreşlerin eğitim programlarının sıkı takip edilmesi çok önemlidir. Kreş ebeveyn ve çocuk hakkıdır. Bu hakkın gasbına ya da niteliğine hep beraber sahip çıkmalıyız” diye konuştu.

‘İZELMAN’IN 7 KREŞİ YETERSİZ’

Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürlüğünde çalışan Sema Uzun Güneş, kurulacak komisyonun sadece kadınlardan oluşmayacağını ifade ederek, “Sendikamız bu konuya ebeveyn ve çocuk hakkı olarak bakıyor. Kanun, bir işyerinde 150’den fazla kadın çalışan olursa kreş zorunluluğu getiriyor. Oysa Türkiye’ye baktığımızda kaç işyerinde 150’den fazla kadın çalışıyor? 150 kadın çok ciddi bir rakam. Belediyenin 28 bin çalışanı var. İZELMAN üzerinden 7 tane kreş açmak yetersiz. Bunu bu dönemde değiştireceğimizi düşünüyorum” dedi. Güneş, “Mevcut hükümetin yıllardır çocuk bakım evleri vaatleri var. Hükümet kreşleri kamuya ait sosyal tesisler olarak tanımlıyor. Sosyal tesislere ‘Kendi giderlerinizi karşılamakla hükümlüsünüz, yoksa kapatılırsınız’ diyor. Bu madde mevzuata girdikten sonra 2008 yılında 497 olan kreş sayısı 2016’da 56’ya düştü. 2019’da o sayıya ulaşamadık” diye konuştu.

‘ÇOCUK BAKIMI SADECE KADINLARI İLGİLENDİRMİYOR’

Dış İlişkiler Şube Müdürlüğünde çalışan Hakan Aktaş ise, çocuğunu özel kreşe gönderdiğinde aile bütçesi açısından sorunlar yaşadıklarını ifade etti. Sonrasında çocuğunu belediyenin kreşine verdiklerini belirten Aktaş, “Bunun maddi manevi bizim açımızdan faydası oldu. Belediye kreşlerinin daha da yaygınlaşması gerekiyor. Sadece bizim açımızdan değil İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanları dışında kamu hizmeti üreten belediyelerin yerel yönetimlerin asli görevlerinden biri mahallelerde kreş açmaktır. Ekonomik olarak insanlar çocuklarını kreşe gönderemediği zaman çocuklar arasında eğitim eşitsizliği oluyor ve oradaki insanların iş gücüne katılımı daha az oluyor” diye konuştu. Çocuk bakımının sadece kadınları ilgilendirmediğini belirten Aktaş, kreş meselesinin kamusal politika üzerinden ebeveyn odaklı yürütülmesi gerektiğini söyledi.

https://www.evrensel.net/haber/386061/izmir-buyuksehir-belediyesinde-kres-icin-kollar-sivandi